19 Aralık 2016 Pazartesi

MİMLENDİM

İlk mim çok sevdiğim bir konudan gelince heyecanlandım ve hangisini yazarım bilemedim. Kitaplar:) Beni mim'leyen ve cevaplarına buradan ulaşabileceğiniz sevgili Elif İpek Durmaz aynı zamanda kızkardeşim olur:) çok teşekkür ederim.

Sevdiğimiz yazarları mim'lemek benim için zor olacak çünkü 15 sınırı olması kötü oldu:) Gelelim cevaplarıma

1. Lale Müldür - Kuzey Defterleri

2. Baudelaire - Paris Sıkıntısı

3. Cem Seyhun Ünbay - Cem'reler

4.Mevlana - Mesnevi

5.Nutuk

6.Tolstoy - Anna Karinna / Savaş ve Barış

7. Lautreamont - Maldoror'un Şarkıları

8. Dostoyevski - Suç ve Ceza

9. Cemal Süreyya - Tüm Şiirleri

10. Nazım Hikmet - Tüm Şiirleri

11. Can Yücel - Tüm Şiirleri

12. Binbir Gece Masalları - YKY çevirisi özellikle

13. Oğuz Atay - Tutunamayanlar

14.Mehmet Fehmi İmre - Sessizlik Hikayeleri

15. Virginia Woolf - Mrs. Daloway / Perde Arası

Bende zaman ayırıp okuyan ve yazmak isteyen herkesi mim'liyorum :)

18 Aralık 2016 Pazar

Aklımı Yitiriyorum...

Susmak istiyorum....kendi kendimi yiyip bitiriyorum. Aklımı yitireceğim sanki. Aklım, kalbim almıyor. Bu kadar ölüm, zulm, eziyet...aklım almıyor arkadaşım. Aklımın almadığını kalbim, vicdanım hiç taşıyamıyor. Empatinin bile yetersiz kalacağı, tahayyül edilemeyecek şeyler...

Ve utanıyorum. Burada durmuş gözyaşlarıyla dua ederken bir yandan da  şükrediyorum. Ben yazarken burada,  başka bir yerde bir çocuk ölüyor ufacık bedenine sığmayacak acılarla. Bir başka yerde evladını, abisini, yakınını ansızın kaybedenler geceyi sabaha kavuşturmak için geçmek bilmeyen saatler tüketiyor yüreğinde bir yumruk ile. Ve yalvarıyorum yaradanıma bu insanlığa biraz merhamet biraz vicdan .... hatırlasınlar ya rabbim insan olduklarını.

Bombalar, saldırılar, masum insanların - çocukların katledilişi, hayvanlara yapılan işkenceler.....Aklımı koru ya rabbim. Yazmak bile yüreğime çok ağır geliyor. Hatırlasınlar ya rabbim hatırlasınlar; sadece bu alemdeki bir adem olduklarını .....

  

30 Kasım 2016 Çarşamba

Sende Beni Dinler misin?

Gecenin bir vaktinde günün yorgunluğunu atar halde buluyorum kendimi. Uyku ile aram hiç iyi olmadı zaten. Ama beden dinlenmek istiyor zaman zaman. Kahve , sessizlik ve hiç bitmeyen düşüncelerim baş başa oturuyoruz işte. Yarın gene yoğun bir tempo olacak ama olsun varsın olsun. Zaten köşemize çekilmek öldürmüyor mu bizi. Her şeyi bir kenara bırakıp kaçmak ya da saklanmak değil ki çözüm.

Birileri bir şeyleri alıp veremiyorken , egolarıyla ya da kompleksleriyle sizin hayatınıza var olmaya çalıştıkça dönüp arkanızı yürüyün gidin oradan, o düşüncelerden. Karşınızdakinin algıları egosuyla ya da kompleksiyle sarıp sarmalanmışsa onu bu düğümden kurtaracak kişi siz olmayacaksınız. Okumak, yazmak, dinlemek, anlatmak, susmak, üretmek.......Bunun gibi sayısız olgu  ruhumu besledikçe ben ayakta duracak, direnecek , devam edecek gücü bulacağım zaten. Bu arada bu bir meydan okuma falan değil. Birine meydan okuyarak harcayacak vaktim yok benim. Sadece benim penceremden gördüklerim hepsi bu...

Gece sabaha kavuşacak ve önce yapılacak işler sıralanacak. Yetişenler tamamlanacak. Sonra ruhumuzu zenginleştirmeye bırakacağız kendimizi. Paylaştıkça çoğalacak , umut ettikçe yeşerecek güzel duygular, fikirlerle devam edeceğiz.







16 Ekim 2016 Pazar

Basit Bir Teşekkür

Ne kadar zenginsiniz?? İlk akliniza gelen servetinizse ben zengin degilim hatta kendimi bildim bileli çalısıyorum. Zaten zenginlik para yada mal mülkle sahip olunabilecek birsey degil ki. Güzel kalbi olan insanlar biriktiriyorum ve son nefesime kadar da bunu yapma şansımin olmasini diliyorum.

Varliğinin hayatima anlam, heyecan ve hayata tutunma gücü kattigi ve benim onsuz ne yaptigimi hatirlamadigim bir kizim var. Bir çinar ağaci gibi bizi sarip sarmalayan annem babam var. Kedi köpek gibi kavga edip 5 dk. Sonra sımsıkı kenetlendiğim iki kardeşim var; onlar benim kardesım, canimin parcasi, sirdaslarim, dostlarim ayni zamanda. Bir kahveye binlerce derdi ve sevinci paylastigim komsularim var. Yillarca görüsemesek bile dünyayi arşinlayabilecegim dostlarim var. Kokusunu cigerlerime çektigimde beni sakinleştiren bir deniz, dallarinda gölgelendiğim ağaçlar var. Yaratilişinin her zerresini hayranlikla karşiladıgım hayat bulan tüm güzellikler, canlilar var.

Şimdi tekrar soruyorum siz ne kadar zenginsiniz?..? Kalbinizde insan biriktirebilecek kadar sevgi ve saygiya yer var mi?...Yaşamimda bana anlam katan, ögreten, ögrenen, seven , sevilen, kimi zaman omzunda agladigim kimi zaman sarildigim, tartistigim fikir urettigim , saygı duydugum herkese bu hayata tutunmami sağladıklari için minnetarim. İyi ki varsiniz.

Herkese iyi geceler....

17 Ağustos 2016 Çarşamba

ALOE VERA BOX SET

Her evin olmazsa olmazlari vardir. Hele ki durum sağlık ile ilgili ise bir de çocuğunuz varsa kesinlikle evinizde olmadi gereken bur mucizeden bahsetmek istiyorum. LR firmasinin ürünü olan  Aloe vera box set - Acil durum seti kesinlikle evinizde, işyerinizde hatta çantanizda taşımanız gereken harika bir ürün seti.



Kutu içersinde 2 krem ve bir spreyden oluşan Aloe vera box set yara, yanık, kesik başta olmak üzere başınıza gelebilecek birçok üzücü  karşısında ilk müdahaleyi yapmanızı sağlıyor. Müdahale dediysem o kadar da hafife almayın. Kesinlikle mucize gibi sonuçlar getiriyor.

Kızartma yaptığım bir gün avucumun içine kızgın yağ döküldü. Acı eşiği yüksek biri olmama rağmen o gün yaşadığım ızdırap anlık bile olsa korkutucuydu. Hemen koşup yan odadan av spreyi alip yanığın üzerine sıktım ardindan da kremimi sürdüm. İnanılmaz ama 1-2 dakika içinde ne acı ne de başka bir durum oluşmadı. Aynı şekilde kızım koşarken düşüp dizini yaraladığında ya da arkadaşım yanlışĺıkla elini kestiğinde de aldığımız sonuç inanılmazdı. Şimdi işyerimde, evde ve cantamda birer set bulunduruyorum.

Aloe vera box set benim için vazgeçilmez oldu. Hem dermatest onayli hemde içeriğinde kimyasal madde bulunmayan bu harika ürün umarim hepinizin hayatinda yer alir. Çünkü bu set sadece yara, yanık , kesik için değil aklınıza bile gelmeyecek kadar çok farklı amaçlarla kullanılabiliyor.

KARMAKARIŞIK

Bugünlerde biraz yorgun hissediyorum kendimi. Biraz bıkmış. Biraz da gergin. Karmakarışik. Ama içimde her zaman tutunduğum bir dal var çok şükür ki. Kendime ilk söylediğim silkelen ve ayağa kalk oluyor böyle zamanlarda. Çünkü olduğun yerde kalırsan bu girdap seni daha da içine çeker. Ayağa kalkmanın tam vaktidir diyorum. Güçlü olmak zorunda hissedenlerdenim.  Bazen yapamamaktan korksam da..Nasılsa su akar yolunu bulur.


Kadercilik demişken kendi aklını ve iradesini kullanmadan hayatındaki her adımı kadere bağlayanlarda var. Ey güzel adem o zaman sende ki akıl ve irade ne için var diye bağırasım geliyor. Çabala ondan sonra bekle nasibini. Mesela işsizdir ama iş aramadan evde oturur. Hele ki bir de diplomalıysa kendine diplomalı işsiz diye ad koyar. Halinden şikayetçidir kalbinde ama bekler ki bi sihirli değnek gelsin hooop değiştirsin herşeyi. Değnek bekledikçe sopa iner kafasına ama anlamaz işte. O bekler sadece herşey düzelsin değişsin diye. Bunun adını teslimiyet koyar ama içindeki kalp şikayetteyse olmaz ki bu teslimiyet. Karmakarışık olmuşsun. Alemsin adem diyesim gelir.

Karmakarışık yapma kendini. Gece yatağa yattığında vicdanın razıysa kendinden hiç tereddütsüz, bahanesiz ne denir ki başka söze gerek yok...












12 Temmuz 2016 Salı

Bitkisel ve Doğal Ürünlerle Yaşam

Merhabalar,

Günümüzde birçok ürün içeriğinde katkı maddeleri, zararlı kimyasal ürünler vs. Olduğunu düşününce birçok ürünü ya evimize sokmuyoruz yada mümkün olduğunca daha sağlıklı olduğunu düşündüğümüz ürünleri tercih ediyoruz. 

Kendi adıma bu bağlamda evimize giren gıdaların birçoğunu aileminde eskilerden beri yaptığı gibi kendimiz üreterek gerçekleştirme firsatina sahip şansli kisilerdeniz.
Salça, konserve, meyve suyu, pekmez, tarhana gibi bir çok gida ihtiyacimizi kendi imkanlarimizla yapip kullaniyoruz. Hem tat hem de saglik açisindan bunlari tüketmek bizim için vazgecilmez oldu.

Eve giren sadece yiyecek degil temizlikten, kozmetik malzemelerine kadar tüm ürünler icin ayni seciciligi surdursek de üretim pek mümkün olmuyor :)

Aslinda bu anlamda sizlerle paylasmak istedigim yaklasik 1 yil once tanistigim ama 30 yillik deneyim ve kalitesi olan LR urunleri olacak. İlk başlarda acaba tesadüf mü, yok canim bu kadar nasil etkili olur dedigim bu ürünler simdi %100 güvenle kullandiklarim arasina girdi. Evdeki diş macunundan, şampuana da dahil olmak üzere hem kozmetik hem de ev ecza dolabim haline gelen LR ürünlerini sirayla sizlerle detayli bir şekilde paylasacagim. 

Son derece komik fiyatlarla tamamen dogal, bitkisel, dermatest onayli, bircok kalite belgesine sahip LR urunleri hem sağlik hem dogal güzellik hemde yasam-iş tarzi olarak hayatima neler katti ve neler katmaya devam edecek biliyorum. Lütfen siz de paylaşimlarima interaktif katkilarda bulunun ve sizin de hayatiniza bu anlamda deger katabilelim.

Yazımızın diğer bölümlerinde görüşmek üzere.

10 Temmuz 2016 Pazar

KALBİN SANA YOL GÖSTERIR

Güzel kızım Zeynep

Daha dogmadan dualarima sıralamaktan hiç yorulmadığım ve senin tüm güzellikleri  barındıran ruhunu zamanla büyüdükçe sakın köreltme.

Vicdanlı, merhametli, adaletli ol. Hayata hep gülen gözlerle bak. Gözyaşlarını saklamaktan çekinme. Onlar senin zayıflığın değil kalbinin varolduğunu gösterir. Kötülük hep vardi her zamanda olacak. Tek kişi kalsan da ki kalmazsın asla kötülüğü ruhunda barındırma. Sevmek ve sevgini sunmak her zaman seni vicdanı hür kılar sakın unutma. Merhamet ve adaletin ince çizgisinde yine kalbin sana yol gösterecektir.

Vatanını sev. Unutma vatanını sevmek dil, din , ırk ayırımı yapmadan özgürce nefes aldığın ülkeni sevmektir. Atalarının özgürlük ve bağımsızlığın ne ağır bedellerle sana sağladığını sadece kitaplardan okuma, iyice hisset ve öğren. 

Çok çalış, başarılı ol. İster şarkı şöyle ister yemek yap istersen bilimle uğraş. Yeter ki sevdiğin istediğin bir şeyi yap ve başarılı ol. Başarı başka insanların sana taktığı bir etiket yada madalya değil, senin ruhunun işte bu oldu hem de çok güzel oldu, başardım dediği an'dır.

Umutsuzluğa düşecek olursan sakın olduğun yerde saplanıp kalma. Sana mücadele ve dayanma gücü veren güzel duygulara tutun. Zaman en iyi çözümdür ama aynı zamanda hızla akıp gider. Saplanıp kalırsan diğer güzellikleri göremezsin. Ruhunu körleştirme en iyi göz kalbindir sana.

Tam bitti dediğinde başlıyor herşey belki de. Gece gündüze, yağmur güneşe kavuşuyor. Bitiş neresi ki başlangıçlar belli olsun. Belki de şu karşıdaki evin içinde bitti sanılanlar bir başkası için yeni bir sayfa olacak. Keşke diyerek sürdürülemeyecek kadar kısa ve değerli yaşamak. Silkelen ve kendine gel.

Mucizeler yok sanma. Her saniye mucizeler oluyor sen görmek istersen. Kardelen çiçeği gibi en umulmadık anlarda basit şeylerle olur mucizeler .  Yeter ki sen görmek iste. 





6 Temmuz 2016 Çarşamba

ŞEKER TADINDA PAYLAŞIMLAR .... NE GÜZEL BİR BAYRAM


Dün gece kızım uykuya dalmadan önce klasik yatak sohbetlerimizden birini yaptık. Zeynep'e kendi çocukluğumda bayram olacağı zaman ne kadar heyecanlandığımızdan bahsettim.

Bizim çocukluğumuzda ailelerimizin alım gücü belli sınırlardaydı. Bu nedenle de bayramlar ayrı bir heyecan ve coşku getiriyordu hayatımıza. Bayram demek yeni kıyafetler, yeni bir ayakkabı ve bol bol şeker demekti. Babamız sabah namazına gider, bizlerde onunla birlikte uyanır hemen yeni kıyafetlerimizi giyerdik. Babamın eve gelişiyle herkes birbiriyle bayramlaşır ve kahvaltı sofrasında yerimizi alırdık. Annem her zamankinden daha zengin bir menu ile bize muhteşem bir sofra kurmuş olurdu. 

Evde olan bayramlaşmanın ayrı güzelliği de almış olduğumuz bayram harçlıkları olurdu tabiki. Gün boyu şeker ve şanslıysak harçlık toplayacak sonra büyük bir coşkuyla hepsini tüketecektik.

Yakın akraba ziyaretlerinden sonra arkadaşlarımızla birleşip konu komşu ne kadar civarda ev varsa kapısını çalar , koro halinde büyük bir coşkuyla "iyi bayramlar" der ikram edilen şekerleri torbamıza doldururduk. Gün sonunda torbalar açılır toplanan şekerleri paylaşıp yerdik.

Toplanan paraların büyük kısmı kumbaraya konur, izin alınan kısmıyla da bakkala gidilir sanki hiç yenmemiş gibi yeni atıştırmalıklar alınırdı. 

Şimdi çok daha iyi görüyorum ki bayramın ruhu paylaşmaktı. Bu nedenle bu kadar güzel ve keyifliydi. Sevgimizi, değerli şekerlerimizi paylaşıyorduk. Belki ailesi çok uzaklarda olduğu için hiç kapısı çalınmayacak  bir evin kapısını çalarak bayram heyecanını o eve de taşıyorduk çocuk kalbimizle.

Yaşanan çağ ne kadar donuklaşıp dijitalleşse de çocuklarımıza , çevremize sevgimizi ve ilgimizi paylaşmak yine mümkün. Belki sokaklarda şeker toplayan çocuklar yok ama kalabalık sofralarda birleşen aileler ve dostlarımızla güzel sohbetleri hala yapabiliyoruz. Gündelik yaşamın koşturması ve yoğunluğunda kalben ayrı olmasak da biraraya gelemediğimiz yüzleri birleştirebiliyoruz. 

Bitmeyen sohbetlerin olduğu, uzaklardaki sevdiklerimize kavuştuğumuz , kahkahalarla şenlendirdiğimiz  paylaşımlarımızla ve her geçen gün büyüyen ailelerimizle daha nice bayramlara sağlık, huzur ve keyifle kavuşmayı hep yaşayabilmek dileğimizle herkese İyi Bayramlar :) 

27 Ocak 2016 Çarşamba


ZAMAN NASIL YETECEK ??


Gece yatmamak için bir direniş, sabahları da hemen kalkmak için bir telaş içindeyim. Yapılacak öyle çok şey var ki... Nasıl yetişecek bunlar, nasıl bitecek bu kafamda beni durmadan '' hadi '' diye iteleyen düşünceler, projeler ve ne zaman - nasıl öğreneceğim kaygılarım. Zaman nasıl yetecek??...

Zaman ilerledikçe insanın yelpazesi de genişliyor. Bir koltuğa bir karpuz sığdırmak boşa geçecek bir hayat demek benim için. Elbette iyi ve doğru yaptığımız işler yani hakkını vererek iş yapmak önemli ama bu demek değil ki işim bitti köşeme çekildim rahatım.
Doğru ve verimli zaman  kullanmakla birlikte yapılacak işleri organize etmeyi öğreniyor ve her defasında bir adım daha ilerleyebiliyorsunuz. Keyif almak yeni işler üretmenin, başarıya ulaşmanın ve en önemlisi de daha da yenilenmenin en büyük güdüleyicisi benim fikrime göre.

Zamanı doğru kullanmakla ilgili konuyu daha sonra tekrar irdelemek istiyorum. Bu konudaki uygulamalarımı paylaşmanın yanı sıra sizlerin de yaptığı farklı deneyimlerden faydalanmak keyif verici olacaktır.

Benim için her daim var olan  yapılacaklar , tamamlanacaklar ve hayata geçirilmeyi bekleyen hedef ve projelerim uzun bir liste oluşturuyor. Sizin de yoksa ilk burdan başlamanızı tavsiye ederim. Kendinizi, hayallerinizi ve en önemlisi de umudunuzu engellemeden, zihninizi ve kalbinizi özgür bırakarak başlayın listenizi yapmaya. Uzun ya da kısa bir liste hiç fark etmez. Kısa bir süre sonra göreceksiniz ki hayat hiçbir şeyi ertelemek ya da vazgeçerek bırakmak için ''çok geç kalınmış '' yada  '' gereksiz/değersiz/önemsiz '' değildir.

Ben resimdeki gibi bir yaşama sahip olduğum için kendimi mutlu, umutlu ve şanslı hissediyorum.